26 Ağustos 2016 Cuma

Blippo, Japan Candy Box, Kawaii Box Sitelerinden Alışveriş

   Geçen yazımda Blippo.com üzerinden aldığım siparişin detaylarını paylaşmıştım. Bu yazımda da bu siparişi ücretsiz ve ücretli kargo seçenekleri ile nasıl gerçekleştirebileceğinizi ve aynı zamanda hazır sürpriz kutulardan nasıl edinebileceğinizi anlatacağım.
   
   Blippo ürünlerinin 5 farklı kategorisi var. Bunlar Candy& Snacks (Abur cuburlar), Mobile Accessories (Telefon aksesuarları), Stationery(Kırtasiye), Bags& Purses (Çanta ve cüzdanlar) ve Other Products( Diğer ürünler).
    Her bir kategoriden istediğiniz kadar ürün alabilir ve bunları tek siparişte birleştirebilirsiniz.

Ben bir cips bir de not kağıdı alıp sepete attım. Her bir ürünü sepete gönder (add to cart) e tıkladığınız zaman karşınıza sepetteki ürünler çıkacaktır. Alışverişinizi tamamladığınız zaman Proceed to Checkout a tıklamalısınız.


    Üyeliği tamamlayıp gerekli kargo ve fatura adres bilgilerini verdikten sonra karşımıza üç çeşit kargo seçeneği çıkıyor.

  1. Registered Airmail (Kayıtlı Uçak Kargo): Benim geçen alışverişimde tercih ettiğim yöntemdi. Tam 15 günde siparişim elime ulaştı. Kargo takibi için bana verdikleri barkod numarası yurt içinde ve dışında aktifti. Özetle kayıtlı posta şeklinde gelmişti. Gümrükte sorun olmaması için hediye şeklinde gönderilmişti. (Yurtdışı takip: http://beta.singpost.com/ Yurtiçi Takip: http://gonderitakip.ptt.gov.tr/)
  2. Free Shipping (Ücretsiz Gönderi): 1-3 üç haftada geldiği vaadinde bulunan seçenek. Bir arkadaşım bu seçeneği tercih ederek yaptığı alışverişine 21 günde ulaştı. Kayıtlı posta olmadığı için kargo takip şansınız yok. 
  3. Express Mail (Hızlı Gönderi): Bu seçeneği seçerseniz kargonuz Fedexle geliyor. Vaad ettikleri süre 7-10 gün. 10 günde gelecek bir gönderiye 75 TL ödemektense, 15 günde gelecek gönderiye 6TL ödemek bana daha mantıklı geliyor :)
   Ne alacağınızı seçmek çok zor oluyor. Hiç bilmediğiniz markaların ürünleri sonuçta. Bir de Japonyada meşhur olan bilinen ürünleri denemek istiyor insan. En azından ben öyle istemiştim. Kendileri en bilinen talep gören ürünlerden bir kutu oluşturup bana göndersinler diyorsanız bunun için de Japan Candy Box isimli sistemi kurmuşlar :)
   Bu site de Blippo şirketine ait. Yani ürünler aynı. Tatlısından tuzlusundan en çok talep gören 8-10 parça atıştırmalığı bir araya getirip Tokyo Treat gibi bir kutu oluşturmuşlar. Ancak Blippoda olan bazı çoklu ürünlerin tekli paketlerini gönderiyorlar. Ne hikmetse bu tekli ürünler Blippoda yok. İlla çoklu paketler alalım istiyorlar galiba. Bu bakımdan Japon Candy Box daha kârlı geldi bana.

Kawaii box ise Blipponun kırtasiye kategorisindeki ürünlerden oluşan süpriz kutusu. içinde genellikle bir adet pocky veya diy candy şeklinde atıştırmalık da eklenmiş oluyor. 
   Bu iki sitenin de sipariş şekli aynı. Tek bir kutu istiyorsanız 1 Month Plan seçeneği ile o ayki kutuyu alıyorsunuz. 3 aylık planın da pek farkı yok sanıyorum. 6 aylık planda aylık 1dolar indiriminiz oluyor. 1 yıllık planda ise ekstra bir kutu daha gönderiyorlar.
   Bu Kawaii Box ve Japan Candy Box sitelerinin tek kargo seçeneği var o da ücretsiz kargo. Muhtemelen Blippodaki ücretsiz kargo ile eş sürelerde ve özelliklerde gönderim yapıyorlardır.

  
Yurtdışından abur cubur gelene kadar mahvolur diye içimde bir korku vardı. Ama kargonun içinin bu "m" şeklindeki minik köpüklerle dolu olduğunu görünce bu siteyi takdir ettim :)


    Ayrıca bana gönderilen %10 indirim kuponu ile siz de indirim sağlayabilirsiniz :)
KAVAIILOVE

Alışverişimin detayları için biyrum efendim...

25 Ağustos 2016 Perşembe

Blippo Alışverişim - Japon Abur Cubur, Kırtasiye ve Dahası

   Japonya dünyanın bir köşesinde bulunduğu için midir yoksa yemek zevkleri bizimkinden farklı olduğu için midir bilmem, bu aralar bu Japon abur cuburları çok moda oldu. Bazı videolarda denk gelip izlediğim abur cubur kutu açılımlarını gördükçe "ben de bir şeyler sipariş etsem mi?" diye düşünmeye başladım. Uzun bir araştırmadan sonra kargo ücretsiz uygun fiyatlıbir site buldum.
   Şuan diyette olduğum için abur cubur alma işini uzun bir süre sonraya ertelemem gerekiyordu. Tabi ben aşırı sabırsız olduğum için siteye sık sık girip ne alsam ne alsam diye bakıyordum. Hatta bir liste bile hazırladım. (Açım AÇ!)
   Derken bir gün dayanamadım, listede seçtiğim 2 farklı Kendin Yap şekerlerinin indirime girdiğini görünce sipariş etmek istedim. Kendimi de "asıl siparişimden önce bir ön sipariş olur, denemiş olurum hem..." Diye ikna ettim :) Bir sonraki siparişimde Çekiliş ödüllerinden olan Kracie Donut Yapma setini de sipariş edeceğim :)


   Yurt dışı alışverişlerimde ben daha önce bu kadar düzgün korunan kutu görmemiştim. İçi full şu "m" harfi şeklindeki köpüklerden doluydu. Bu sitede Japonya'nın; abur cuburları, kırtasiye malzemeleri, telefon aksesuarları, çanta ve cüzdanlar vb. bir sürü ürün grubu var. İstediğiniz üründen istediğiniz kadar alıp ücretsiz kargo seçeneğiyle alabiliyorsunuz.
  Blippo.com'dan alışveriş yapmanız için bir sonraki yazımda detaylı bilgiler vereceğim :)

Gelelim aldıklarıma..

 

Kracie Popin' Cookin' DIY Oekaki Gummy Land Kit       6.85 TL

Kracie Popin' Cookin' DIY Takoyaki set        6.85 TL


   Japonların kendin yap şekerlerinden bahsedeyim önce. Bol miktarda toz karışım bulunan küçük paketler gönderiyorlar. Her birini su ekleyip çeşitli malzemelere dönüştürüyorsunuz. Sonra ekle karıştır derken kendi abur cuburunuzu kendiniz yapmış oluyorsunuz. Bu ürünler muhtemelen çocuklar için üretilmiş olmalı diye düşünüyordum. Ama sağda gördüğünüz pakette Japonların meşhur "Takoyaki" isimli sokak lezzetinin kendin yap şekerini görene kadar. Epey karışık bir hazırlama şekli var. Hatta mikrodalga bile kullanılıyor.
    Soldaki pakette ise jelibon benzeri şekerler yapıyoruz. Bir kum havuzumuz oluyor ve içini renkli sıvılarla dolduruyoruz. O daha çok çocuklar için uygundur diye düşünüyorum. Ben ikisini yaparken de çılgınlar gibi eğlendim. Özellikle Takoyaki yi hazırlarken Carte D'or gibi markaların kek karışımlarından almışım da akşama yemek yapıyormuşum gibiydim. 

Yaokin Takoyaki Snack Stick    TL 0.95


    İkinci abur cuburum da bir çubuk cips. Sadece Kendin Yap şekeri almak üzere yaptığım bu alışverişte cipsin ne işi var diyebilirsiniz. Bahanem hazır! Bu cips takoyaki tadındaymış. Takoyakinin Kendin Yap şekerini sipariş ettiğim için gerçek Takoyaki nasıldır diye merak ettiğimden aldım. Yoksa abur cubur seviyor olmamla falan alakası yok yani, Hele obur olmamla hiç alakası yok. :))
   Abur cuburları hiç sevmediğim(!) için hemen açıp yedim :)) kargonun fotoğraflarını çekerken bir yandan da bunu açıp gömdüm diyebiliriz. Ve çok da beğendim. Bu cips markasını öven birkaç yazı okumuştum. Bence övgüye değer. Tadı biftekli ve ketçaplı Cheetos karışımıydı. Muhtemelen bir sonraki siparişimde bunun diğer çeşitlerini de alacağım :) Neden? Çünkü obur değilim :))


Pill Earrings    TL 3.87


   Mesleki aşkımdan ötürü hap şeklinde bir şey görür görmez anında sepete attım. Hatta "Pill Earrings" yazısını  "Pill Eraser"  şeklinde okudum. Silgi sanarak aldığım şey küpe çıktı özetle. Benim takı zevkimden fersah fersah öte olsa da ben bu şirin küpeleri takacağım :)) Diğer renkleri bittiği için sarısını almıştım. Eğer tekrar stoğa gelirse belki bir renk daha alırım :)
   "Ön Sipariş" diyerek kendimi oyaladığım alışverişim bu kadardı :) Tek tıkla alınabilsin diye hazırlanan abur cubur kutuları da mevcut. Onları da tavsiye ediyorum. Pek çok siteden daha uygun fiyatlılar ve daha lezzetli ürünler seçiyorlar. Adresi Burada.
   Şuradaki yazımda da bu sitelerden nasıl alışveriş yapabileceğinizi anlattım okumadan geçmeyin :)
   

24 Ağustos 2016 Çarşamba

Missha Magic Eye Change / Eyeliner Yapıcı Damla - İnceleme

   Renkli eyeliner ve iki renk alt alta sürülen eyelinerlar moda oldu sanırım. Bu aralar sık sık karşılaşıyorum. Kedi gözü (cat eye) makyajı için de çok şık bir görüntü oluşturuyorlar. Özellikle de açık ten renginde olanlara canlı renklerde eyelinerlar çok yakışıyor.
   Missha  her istediğimiz renk için eyeliner satın almaktansa elimizdeki farları eyeliner gibi kullanmamızı sağlayacak bir ürün geliştirmiş. Ben bundan yaklaşık 1 ay önce Ankara'daki Ankamall Missha mağazasından aldım. Başka mağazaları yok diye duymuştum. Bu yüzden Ankara dışında yaşayanlar için internetten de alışveriş olanağı mevcut. Adres yazının altında :)
   

    15 mL'lik damlalık uçlu bir şişesi var. Kullanımı oldukça kolay. İki farklı yöntem önermişler; eyeliner fırçanıza damlatmak veya göz farınıza damlatmak.

                                                


1. Göz Farına Damlatmak

    Ben bu teknik için The Balm Hawaii paletindeki crease/liner olarak önerilen farı tercih ettim. Bir damla alıp farın üzerine damlatıyorsunuz. Damlanın far tarafından emilmesi için biraz bekliyorsunuz. Daha sonra fırça yardımıyla damlayı fara karıştırıyorsunuz. Tüm farı eyeliner'a çevirmek isterseniz birkaç damla daha damlatabilirsiniz. Ama geçici olarak kullanıcaksanız bunu tavsiye etmiyorum. Zaten geçici kullanımlar için 2.teknik daha uygun olacaktır.








2. Fırçaya Damlatmak

   Şahsen benim favorim bu yöntem. Uygulama esnasında fırça kurudukça yenilemek gerekebiliyor, bu işin kötü yanı. İyi yanı ise daha temiz ve farınızı istediğinizde tekrar far olarak kullanabilmeniz. Eğer fırçanız sulu kalırsa bozuk bir görüntü sağlayacağı için fırçanızın altına  bir mendil koyarak damlanın fazlasını almasını sağlayabilirsiniz. Fırçanız fazla kuru kalırsa, uygulama esnasında eyeliner görüntüsünün keskinliği bozulacaktır.






  
Flaşlı ve Flaşsız sonuçlar bu şekilde.

Not: Ellerimdeki tuhaf kırmızı şekiller birkaç gün önce yaptırdığım hint kınasından yadigar :)

İçerik incelemesi: Parabenin hertürlüsünü koymuşlar diyebilirim. Bir de Kore markası olduğu için biraz doğalcı olmalarını beklerdim. Metilparaben, etilparaben, propilparaben, butilparaben, isobutilparaben.. parabenler ailecek bu minik şişenin içinde sizi bekliyor! Parabenin zararı ise çağımızın hastalıklarından... Kanser


   Sonuç gerçekten başarılı olmasına rağmen içeriği beklediğimden çok çok daha kötüymüş. Artık piyasada her şey paraben içermez damgalarıyla satılırken bu ürün bence çok şaşırtıcı. "Amaaan bir damlacık bir şey zaten" diyenler için iyi yanlarından devam edelim, kullanımı çok pratik. Her türlü farı eyelinera dönüştürebiliyor. Ama sanırım ben fırçama su damlatıp o şekilde eyeliner oluşturmayı tercih edeceğim...

Missha'nın resmi web saybası: www.missha.com.tr

Tuhaf Manikür Fiyaskosu - Anılar

   Son Gratis Alışverişi yazımda neden et pensi aldığımı açıklarken bu yazının haberini vermiştim. Doğrusu manikür yapmayı çok zahmetli bulduğum için uzun zamandır kuaförde yaptırıyordum. Sağlık açısından  riskli bir uygulama olduğunu düşünüyorum. Özellikle de birkaç kez manikür sonrası grip olduktan sonra daha da korkar olmuştum. Et pensi, törpü gibi malzemelere kolonya sıkıp sıcak hava kabinine koysalar da manikürü uygulayan kişinin taşıdığı her türlü enfeksiyonu kapmanız o kadar kolay ki. Özellikte minik hatalar oluyorsa, derinizde kızarık görünüm oluşacak kadar incelen kısımlar oluyorsa bilin ki son derece savunmasız haldesiniz.
    Bu yüzden eğer manikürünüzü kuaförde yaptırmak dışında bir seçeneğiniz yoksa kendi malzemelerinizi götürmenizi tavsiye ediyorum. Ben gidip bir pens almaya üşendiğim için bunu yapmıyordum..
   İşte hikayem tam bu noktada başlıyor. Bundan 3 ay önce son manikür tecrübemden sonra parmağımda siğil oluştu. Daha önce hiç siğil sorunu yaşamamıştım. Manikür sebebiyle oluştuğuna emindim. Daha sonra iyileşene kadar bekledim. Bir sürü tedavi süreci geçirdim elbette.

   Nihayet 1 ay kadar önce siğil tamamen iyileşti. Ama ben belki hala bulaştırırım düşüncesiyle kuaföre gitmekten çekindim. Bir doktora da danıştıktan sonra tekrar maniküre başlamaya karar verişim bundan 3 gün önceydi. Her zaman gittiğim manikür kuaförüne ablamla birlikte gittik. Önce onun manikürü ve pedikürü yapılıyordu. Bu esnada ablamın bana yüzü, kuaförün ise sırtı dönüktü. Telefonumu kurcalarken bir ara gözümü kaldırdım ve ablam bana mimikleriyle bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. 10-15dk lık dudak okuma çabamdan sonra anladım ki kuaförümüz "Adenoviral Konjonktivit" geçiriyormuş. Bu hastalığı daha önce ablam geçirdiği için ailecek olaya hakimiz. Gözler insan içine çıkılamaz bir hale gelir, hastalık çok aşırı kolay bulaştığı için kimsenin sizin dokunduğunuz yere dahi dokunmaması gerekir, sürekli gözlerinizde batma duygusu ve acı hissedersiniz...
   Kuaför bu hastalığın kolay bulaşan bir hastalık olduğunu bilmiyormuş. Biz çok bulaşıcı olduğu konusunda uyardık kendisini. Ama kırılmasını istemediğimiz için "bize bulaştırabilirsin o yüzden senden uzak duracağız" diyemedik. Ben telefonum çalmış numarası yaptım, annem bizi acil bekliyor benim manikür sonraya kalsın diyebildim :) Oscarlık parformansıma kuaför inandı mı bilmiyorum ama ablam inandı. Hatta "annem akşama kadar meşgul olucaktı ama?" gibi bir çıkış bile yaptı. Zor ikna ettim kendisini..  Hatta kuaförden çıkıp arabaya binene kadar gerçekten annemin bizi beklediğini zannediyordu :)

   Ablamı sorarsanız, o daha önce atlattığı için bağışıklığı var. Ama Adeno virüsü havayla bile çok kolay bir şekilde yayılır ve çok sağlam bünyeli insanları bile kolayca hasta edebilir. Şuan kuaförümüzü bu konuda bilinçlendirdiğimiz için çalışmaya ara verdiğini ümit ediyoruz.
   Daha sonra oradan çıktık ve ben hala manikür yaptırma merakında olduğum için güzel temiz bir kuaför aramaya başladık. Sterilizatörü olan bir kuaför bulunca girdik içeri. Bu seferki kuaför kızımız sanırım ilk manikürünü bende yapıyordu. 3 farklı yara yaptı. Suçu da tamamıyla benim uzun süredir manikürsüz kalan ellerime attı. Neymiş "etlerim çok yapışmış"... Kırk kere söyledim 3 aydır manikür yaptırmamış olmama rağmen hep etleri ittiriyordum diye. Ah ayrıca "genetik"miş. Sanki sülalemi tanıyorda.. Tamam Eczacı Kız sinirlenme sakin.....

   Tüm bunlar 3 gün önceydi. Ve ben o gün bir daha manikür yaptırmamaya, eğer çok gerekli olursa kendi malzemelerimi kullandırmaya karar verdim. Dün Gratis indiriminde et pensi alırken bile 3 gün önceki manikürden eser kalmamıştı. Zaten 3 gün önce de berbat haldeydi...

   İşte hikayem bu. Şimdi kendi manikürümü ve pedikürümü kendim yaptım. Hiç canım yanmadı ve tam istediğim gibi şekil verebildim. Pedikür için Scholl Velvet Smooth kullanıyorum. İnceleme yazıma şuradan ulaşabilirsiniz...
   Sizin de böyle anılarınız varsa bana eczaciblogger@gmail.com adresinden göderebilirsiniz. Paylaşmaktan memnuniyet duyarım :)

23 Ağustos 2016 Salı

Gratis Alışverişim - 23 Ağustos Tüm Ürünlerde %40 İndirim

   Gratis 2 yıldır hiç tüm ürünler dahil indirim yapmıyor diye içimde geçiriyordum geçenlerde. Hatta bazı şeyler vardı aklımda, tüm ürünler indirimi olursa gidip alayım demiştim. Ama bugün bir türlü aklıma gelmedi onların neler olduğu...
   Şuradaki yazımda indirimi duyurmuştum. Umarım geç kalmamış sizler de faydalanabilmişsinizdir. Bu indirim Antalya mağazalarına özel bir indirimdi ancak benim beklentim diğer şehirlerde de olacağı yönünde. En azından turizm şehirlerinde olacağını düşünüyorum.
   Gelelim neler aldığıma....

Maybelline Vivid Matte Liquid 13,25TL



Likit mat nude-şeftali tonları arası bir ruj arayışındaydım. Maybelline'in yeni çıkan bu ruju istediğim tona yakın göründüğü için almak istedim. Ama maalesef testerı yoktu. Testerın bedava ürün kullanımı anlamına gelmediğini ve bir şeyler alırken denemenin sonuna kadar hakkımız olduğunu ne zaman anlayacaklar dersiniz?











Maybelline Shine Lip Gloss 9,50TL






İnce dudaklı olduğum için açık renkli glossları sıkça tercih ediyorum. Özellikle de simsiz dudak parlatıcılarını bulunca kaçırmıyorum diyebilirim :) Bu kez açık nude tonda bir lip gloss tercih ettim.







Maybelline Color Tatto Krem Far 12,00TL




Kalıcılığı konusunda bol bol övgüler duymuştum Maybelline'in bu krem farı ile ilgili. Biraz kızıl bir kahve tonunu yeğlerdim şahsen daha canlı daha kullanışlı olabilirdi ama malesef canlı sayılacak tek renk patlıcan moruydu. Ben yine de vazgeçmedim istediğim tona en yakınını aldım :)








Essence Waterproof Dip Liner 6,25TL




    Hali hazırda kullandığım waterproof eyelinerım bittiği için yenisini almak istedim. Essence markasından alıp da memnun kaldığım hiçbir ürün olmamıştı bu güne kadar. Ama mağazada tek suya dayanıklı eyeliner buydu ben de bir şans daha verdim. Ucu çok saçma olsa da suya gerçekten dayanıklı.

Maybelline The Falsies Volume
Waterproof Maskara 14,25TL






   Bir Maybelline'imiz daha var bu alışverişte :) Yine waterproof olduğu için tercih ettim kendisini. Bu waterproof sevdası da diyet yapıyor olmamdan kaynaklı. Her gün bir saat yüzüyorum. Havuza giderken veya dönerken aynada kendime bakınca pozitif kalabilmek için azıcık makyaj yetiyor :) Çünkü makyaj yapmak harika!












The Balm Shwing Dipliner 22,25 TL
    Blogumun ilk entrysi, ilk incelemesi, ilk göz ağrısı The Balmın sürmesi cesaret isteyen, doğru bir uygulamayla bak bak doyulamayan gözler yaratan Schwing Eyeliner'ı bittikçe aldığım ve çok sevdiğim bir ürün. Bazen sürmekte gerçekten çok zorlandığım için üzerine gül kokladığım oluyor. Ama sonra dönüp yine Schwing alıp kullanıyorum. Sürmesini zorlaştıran şey ultra likit oluşu. Ayrıca keçe uçlu, yani becerikli ellerde sonuc gerçekten muhteşem olabiliyor. 


Solingen Et Pensi 28,00TL





Zayıf bir bünyem olduğu için birkaç kez manikür yaptırdıktan sonra grip benzeri durumlar atlattım. Kendi manikürümü kendim yapınca sonuçtan memnun kalmıyordum genellikle. Ama son manikür fiyaskomdan sonra ne olursa olsun ya kendim yapmalıyım ya da hiç yapmamalıyım dedim. Fiyaskonun detayları buradaki yazımda :)





Diadermine T Bölgesi Siyah Nokta
Bantları 12,00 TL







Pek siyah nokta şikayetim yok ama bazen burnumun üzerinde biraz oluşabiliyor. Özellikle yaz aylarında cildimin daha fazla temizliğe ihtiyacı olduğu durumlarda hayat kurtarıcı olabiliyor. T bölgesi bantlarının birçok olumsuz ve olumlu yönleri mevcut, eğer doğru kullanılırsa bence gayet faydalılar :)






John Frieda Şekillendirici Saç Spreyi 16,75 TL






John Frieda ürünleriyle çok uzun bir geçmişim yok. Geçenlerde aldığım Conditioner Saç kremini epey başarılı buldum. Saçlarımın rengini açışımı anlattığım yazımdan da anlaşılacağı üzere Conditionera ihtiyacım vardı. Bir de elektriklenme önleyici şekil verici spreyini denemek istedim.





Le Petit Marseiliais  Kremli Duş Jeli 7,15TL








Duşta vücut kremlerinin çıkışıyla daha pratik bir şekilde vücudumuzu nemlendiriyorduk. Şimdi işi daha ileri bir boyuta taşımışlar. Nemlendiricili duş jeli. Le Petit Marseiliais i tebrik ediyorum, ve hemen bir şişe alıp deniyorum...








Body Fantasies Vücut Spreyi
236ml - 12,00 TL    96ml - 7,25 TL




Body Mist ve Splashlerini çok sevdiğimi söylemiş miydim? Kendinizi şımartmaya ve hafif bir parfüm kokusu vermeye yarıyorlar. Çok da gerekli bir şey değiller tabi ki ama ben seviyorum işte :)





DermaPeel Vücut Kesesi ve Yüz Kesesi 6,50TL
Balmy Bambu Bano Süngeri 5,90 TL
Benri Makyaj Temizleme Mendili 2,75TL
Benri Diş İpi 3,50 TL
Vi-Vet Ağda Bezi 2,00 TL
Tüm fiyatlar %40 indirimli halleridir.

Blogdaki çekilişe katılmayı unutmayın :)


Gratis'te Tüm Ürünlerde %40 İNDİRİM! (23-25 Ağustos 2016)

    Bugün sabah 10.20de bana gelen mesajla yüzümde güller açtı :) 
Yağız bir delikanlıdan ilanı aşk mesajı alsam bu kadar sevinir miydim? 
-Tabii ki "Hayır"


Antalya şubeleri için geçerli olduğu söylenen bu indirim diğer illerin kaçında var/yok bilemiyorum. Ama bence bugün burda indirim varsa diğer illerde de indirim takibi yapmakta fayda var.

Şuan Markantalya Gratis Mağazasındayım ve yoğunluk git gide artıyor. 
Sevgili Antalyalı okurlarım; 
Acele edin, istediğiniz ürünler bitmeden alın; zira benim için önemli olan sizsiniz!

Not: Alışveriş yazım birkaç saat içinde yayında olacak :)

22 Ağustos 2016 Pazartesi

Güneş Kremi Kullanmak Gerekli mi?

    Yaz aylarının sonuncusuna geldik. Bu noktadan sonra güneş kremi kullanımının gün geçtikçe azalacağını düşündüğüm için, neden güneş kremi kullanmaya devam etmeniz gerektiğini bu yazımda açıklamak istedim.
     Güneş sebebiyle cildinizde meydana gelebilecek kötü durumlardan pek çoğu güneş kremleri ile önlenebilir niteliktedir. Bunların başında cilt kanseri, benler, kırışıklıklar, cilt lekeleri ve yanıklar sayılabilir. Bu durumlardan korunmak için güneş kremlerinin doğru ve düzenli bir şekilde kullanılması da büyük önem taşıyor.

   UVA ve UVB nedir?


    Güneş kremleri prensipte iki tip UV filtresi taşır. Bunlar UVA ve UVB filtreleridir. UVB ışınları cilt yanıkları gibi yüzeyde meydana gelen tepkilerden sorumlu iken, UVA cildin daha derin tabakalarına ulaşabilir. UVA ve UVB ışınlarının ikisi de zararlı etkilere sahiptir ve biri diğerinden daha kötü demek doğru olmaz. Bazı güneş kremleri yalnızca UVB filtresi taşır ve cilt kızarmasını kısmen engellediği için etkili gibi görülebilir. Ancak diğer zararları önleyemediği için ve güneşte kalma sürenizi uzattığı için yarardan çok zararı dokunur.


   SPF Kavramı


    Güneşte kalma süresinden bahsetmişken "SPF" kavramına da bir bakalım. Yine her bilimsel kısaltmada olduğu gibi bu kelime de ingilizce bir açılıma sahip. "Sun Protection Factor" yani "Güneş Koruma Faktörü" anlamına gelen SPF terimine GKF diyelim mi? Demeyelim bu da çok saçma oldu :)) "Biraz ciddi olabilir misin Eczacı Kız?" diyenleri duyuyorum ve ciddi oluyorum efendim.. I Im..
SPF terimi bize normale kıyasla ne kadar uzun sürede cilt kızarıklığı yaşayacağımızı söyler. Yani güneş kremi sürmeksizin güneşe çıktığımızda 10dakikada kızaracağımızı düşünürsek SPF15 bir krem bu süreyi 150 dakikaya çıkarır. SPF50 bir kremse 500 dakika yani yaklaşık 8,5saat cilt kızarıklıklarını engeller.
    SPF ölçümleri bu deneysel teknikle yapılıyor olsa da işin temeli daha başkadır. Cildinizde bir nokta kadar alana 1saniyede 10 tane ışın çarpıyor diyelim; SPFsi düşük bir krem 5 tanesini engelleyebilirse yüksek bir krem 9unu birden engelleyebilir. Bu sebeple SPF X sürdüğüme göre şu kadar süre dışarda kalmaya hakkım var diyemeyiz.

   Güneş Kreminin Zararı Var Mıdır?


    Güneş kremlerinin kötü yanları olduğu söylenen bazı durumlar var; Örneğin güneş kremi cilt yanıklarını önlediği için kişilerin güneş altında daha uzun süre kalmasına böylece kanser riskini artmasına sebep olduğu düşünülüyor. Yukarıda yaptığımız hesaplama sebebiyle güneşte kalma süremizin artışı ile birlikte cildimizin aldığı hasar da artar. Bu yüzden güneş kremlerine güvenip güneş altında uzun süre kalınmaması gerekir. Bu noktada dikkat edilirse güneş kreminden zarar görülmez.
   Diğer şikayet edilen durum da sivilce ve yağlanma oluşumuna sebep olduğu yönünde. UVA ve UVB filtrelerinin krem haline getirilmesine yardımcı olan maddeler yağ içerikli olabiliyor. Cildinizde sivilcelenmeye sebep olan da yağ benzeri yardımcı maddelerdir. Bu yüzden jel formunda, yağsız güneş kremlerini tercih ederek bu şikayetten de kurtulabilirsiniz.
    D vitaminin vücuttaki sentezi esnasında güneş ışınlarına ihtiyaç duyulur. Güneş kremleri her gün ve güneş gören her yere sürülmesi D vitamininin sentezini düşürebilmektedir. D vitamini vücutta depolanabilen bir vitamin olduğu için ara ara da olsa güneşten faydalanmanız gerekir. Bu yüzden güneş kremi kullanımında aşırıya kaçılmaması gerekiyor.

   Güneş Kremi Yaşlanmayı Önler mi?


    Cildin yaşlanmasına "zaman" kadar etkili olan diğer kavram da "güneş"tir. Cildin yaşlanma tipleri arasında sayılan cilt lekeleri oluşmak için de gelişmek için de güneşe ihtiyaç duyar. Aynı şekilde yeni benler oluşması için de güneş ışınlarına ihtiyaç vardır. Tüm bunların yanında güneş kremleri, tonla para verilen kırışıklık karşıtı kremlerinden bile daha etkili bir anti agingdir. Cilt kırışıklıklarını önlemek isteyen herkesin güneş kremi sürmeyi ihmal etmemesi gerekiyor. 

   Güneş Kremi Kullanırken ve Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?


  • Kalınlık: Araştırmalara göre halkın uyguladığı güneş kremi kalınlığı, güneş kremleri test edilirken sürülen ve önerilen uygulama kalınlığının 4'te 1i kadar. Bu yüzden elimizi korkak alıştırmadan daha fazla miktarda ürün uygulamamız gerekiyor.
  • Yenileme Sıklığı: Uzmanların önerisine göre güneş kreminizi 2 saatte bir yenilemeniz gerekiyor. Terleme veya suya girme durumlarında yenileme sıklığını arttırılmalıdır. Suya dayanıklı güneş kremi seçimi bu noktada daha da önemli
  • Maruziyet Süresi: Hiçbir güneş kremi tam koruma sağlamaz. Bu yüzden güneşte kalma süremizi mümkün olduğunda kısa tutmamız gerekir. Özellikle yaz aylarında güneşin tepede olduğu öğle saatlerinde dışarıya çıkmak genel sağlık açısından da sıkıntı oluşturur.
  • Yaz/Kış: Güneş ışınlarının şiddeti bizim hissettiğimiz hava sıcaklığından kısmen bağımsızdır. UVA ve UVB ışınları kış aylarında da ciddi oranda zarar verebilir. Her mevsim kullanıma devam edilmesi daha uygundur.
  • Yüksek Koruma: SPF derecesi yüksek olan kremlerin daha iyi koruyacağı unutulmamalıdır. SPF 30'un altındaki güneş kremlerinden kaçınıp daha yüksek korumalı kremleri tercih etmeliyiz.
  • UVA/ UVB: Yazının başında belirttiğim gibi hem UVA hem de UVB ışınları zararlıdır. Yalnızca UVB filtresi içeren kremler yeterli değildir ve daima her iki filtreye de sahip kremler tercih edilmelidir.
  • Uygulama Zamanı: Güneşe çıkmadan en az 20-30 dakika öncesinde güneş kremini uygulamamız gerekir.
  • Yağlı ve Yağsız Kremler: Cildinizde aşırı yağlanma veya sivilce problemleri varsa yağsız, jel şeklindeki güneş kremlerini tercih edebilirsiniz. Eğer kuru ciltliyseniz yağ içeren kremleri tercih etmeniz cildinizin nemli kalması açısından daha uygundur.
   Blogumu takip etmeyi ve +1 bırakmayı unutmayın :)
Blogda devam eden bir çekiliş var; çıkmaz demeyin, katılmadan geçmeyin :)

18 Ağustos 2016 Perşembe

Siyah Saçlarımın Rengini Açtım! - Loreal Sunkiss

    Yıllar önce saçlarıma kına yakma deneyimim olmuştu. Saçlarım siyaha yakın bir renk olduğu için güneşe çıktığımda beliren hafif bir kızıllığı oldu sadece. Benim istediğim renkse koyu ve canlı bir kızıldı.
    Baş örtülü bir arkadaşımı ev ziyaretine gittiğim bir gün saçlarının rengini gördüğüm anda "İşte bu rengi istiyorum!" dedim. Gerçekten harika bir kına kızılı vardı. Kınayı anneannesinin ceviz kabuğuyla birlikte yaktığını söyledi. Burada mesele ceviz kabuğu değildi elbette. Bilmeyenler için belirteyim ceviz kabuğunun rengi uzun süre kalsa bile geçicidir. Arkadaşımın kınası yakılalı bir yılı geçtiği için muhtemelen ceviz kabuğunun verdiği renkten eser kalmamıştır. Yani kınalı saç rengimizdeki ton farkının asıl sebebi doğal saç rengimizdi. O zaman ne yapmalıyım? Saç rengimi kınadan önce açmalıyım! :)

    Papatya suyu limon kabuğu vs bir çok şeyi denedim ve hiçbir sonuç alamadım. Çünkü siyah saçlı birinin saç rengini doğal yöntemlerle açması deveye hendek atlatmaktan zormuş. Sıvı perhidrol gibi kimyasalların saça zarar vermesinin yanı sıra saç rengini açarken çiğ bir turunculuk oluşturacağını duymuştum. Loreal, John Frieda, Pauline gibi markaların saç açıcıları da temel olarak perhidrol içerdiğini bildiğimden bir türlü cesaret edememiştim.
   Sonra ne oldu? Diyet Günlüklerim yazı dizimden anlaşılacağı üzere köklü bir değişime girdim. Korktuğum şeyleri yapmaya cesaret ettim. Bunlardan biri de saçlarımı açmak oldu. Benim bu sebeple tercih ettiğim ürün; Loreal Casting SunKiss Tropical Renk Açıcı Sprey.



    Loreali seçme sebebim tamamen koyu saç rengine sahip olmamdan kaynaklı. Diğer markaları kullanan koyu renk saçlılar turunculuk sorunundan daha çok şikayet etmişler. Bu yüzden daha güvenli olması ümidiyle Loreal'i seçtim. 
    Uygulaması çok basit. Hatta biraz fazla basit :) Bende "Bu kadar basit bir uygulama çok etki etmez" diye bir iç ses oluşmasına sebep oldu hatta..

Resmi büyütmek için üzerine tıklayabilirsiniz.
   Uygulama: Kutunun üzerinde belirtilene göre; nemli veya kuru saçlarınızın tamamına uyguluyorsunuz. Daha sonra kurutma makinesi veya güneş yardımıyla saçlarınızı kurutuyorsunuz (Burda amaç kısmen ısı uygulamak). Daha sonra durulamanıza da gerek yokmuş. Ama ben tabii ki yıkadım. Zira hidrojen peroksiti saçımdan biran önce uzaklaştırmak istedim.
   Tüm saça uygulamak yerine sadece yüzünüzü çevreleyen saç tutamlarına uygulama yaparak facelight görünümü de elde edebilirsiniz diyor ürünün kutusu :) Benim amacım kına yakmak olduğu için tüm saçıma uyguladım. Kızıl saça renk geçişlerini yakıştırmıyorum çünkü.

Ve işte sonuç...
İki fotoğrafı da güneşe karşı bakarken çekmiştim ancak önce çektiğim fotoğraf daha aydınlık çıkmış. 
Fotoğrafçılık konusunda beceriksizliğime veriniz...

    Benim beklentim saçlarımın bir ton açılmasıydı. Sonra ben gidip 2 kere falan daha uygularım anca kestane tonlarına erişirim diyordum. Ama hiç de öyle olmadı. Bütün beklentilerimin üstünde bir sonuçla tek seferde 2-3 ton arası açıldı saçlarım.
    Yıpranma konusunda ise beni şaşırtmadı ve yıprattı. Saçlarımın parlaklığı ciddi oranda azaldı. Şimdi keratinli bakım ve nemlendirme çalışmalarına başladım. Henüz kırık oluşmadı ama oluşabileceğini düşünüyorum. Bunu sorun etmedim çünkü 3 hafta sonra saçlarımı kestirmeyi düşünüyordum. 
    Kutunun üzerinde koyu kestane ve daha koyu saçları olanlarda kullanılmasını önermediklerini, uygulanırsa kırmızı pigmentler verebileceğini yazmışlardı. Ancak çok şükür ki bende öyle bir durum olmadı.

    İçerik incelemesi;
   Ürünün asıl bileşimini Hidrojen Peroksit oluşturuyor. Bu, bizim oksijenli su olarak bildiğimiz maddenin aynısı oluyor. Yani yaptığımız işlem oksijenli su ile saç açmaktır. Tabi bu ürüne bazı yardımcı maddeler ve besleyici eklenmiş olması oksijenli suya nispeten biraz daha güvenli bir kullanım sunuyor. Ayrıca oksijenli suyun keskin kokusu parfüm ile indirgenmeye çalışılmış durumda. Yine de hafif hafif oksijenli su kokusu alacağınızdan emin olabilirsiniz. 
Sırf birkaç yardımcı madde eklendi diye asıl bileşenin oksijenli su olması gerçeği değişmeyeceği için 3 TL'lik oksijenli suyun 17,50 TL'ye satılmasına sanırım felsefede çok hoş bir isim veriliyordu :)
Not: Perhidrol ismiyle gördüğünüz saç açıcılar hidrojen peroksitin daha derişik(yoğun) halidir. Nispeten daha tehlikelidir.

   Şuan ki saç rengi arkadaşımın doğal saç rengi ile bire bir oldu. Peroksitli saçlara kınanın tutması gerekiyor ancak başarısız olma ihtimalim de çok yüksek. Dedim ya işe bana bir cesaret geldi!
   Kına tecrübemi de yakında paylaşacağım takipte kalın :)

Not: Blogumda şuanda çekiliş var katılmayı unutmayın :)

17 Ağustos 2016 Çarşamba

Saçın Yapısı ve Boyanın Saça Etkisi

   Birazdan anlatacaklarım saçlarını boyamak isteyen ancak yıpranmalardan korkan, abdest geçirir mi sorusuna yanıt arayan, saçın yapısını merak eden herkesin bilgilendirilmesini amaçlamaktadır. Ancak boya saçı şu kadar yıpratır, abdesti geçirir veya geçirmez gibi kesin bir kanı bildirmekten ziyade bu fikre sizlerin kendinizin ulaşmasını umuyorum :)
        




   Kütikula saçın en dışındaki katmanı oluşturur. Renksizdir. Saçın parlaklığını verir.
   Korteks gövde yapıdır. Saçın renginin kaynağıdır.
   Medulla ise en içteki katmandır, yalnızca uzun ve kalın saç tellerinde bulunur. 











Saçın yapısını özellikle kutikulayı gösteren reklam filmlerini sıkça görmüşsünüzdür. 12.saniyede gösterilen animasyondaki kutikula yapısını palmiye ağacına görmüş, yıpranmış bir saç olarak değerlendirmiş olabilirsiniz. Doğrusu evet kutikulanın yıprandığını kabul edebiliriz ancak sağlıklı olan hali 16.saniyedeki gibi pürüzsüz değildir. Kafalar karıştı mı? Okumaya devam edin daha anlaşılır hale gelecek :)

   Sol taraftaki saç kutikulası tamamen kapalı ve sıkı bir saç teli, sağdaki ise kutikulanın kısmen açılmış hali. Saçın kutikulasını hissetmek isterseniz bir saç telinizi alıp parmaklarınızı önce dipten uca daha sonra tersi yönde hareket ettirin. Pürüzü hissettiniz mi?
    Saçlarınızın doğal hali sağdaki veya soldaki gibi olabilir bu yapısal bir durumdur. Ama eğer saçınızın doğal hali sağdaki gibiyse daha az ışıltılı ve kuru görünen bir saç yapısına sahipsiniz demektir. Bu yüzden saçlarınıza bakım yapmanız çok ciddi anlam kazanır. Saç tipiniz soldaki gibiyse nispeten şanslısınızdır ancak bu durumda da saçınızın nem alması daha ciddi bir sorundur. Bu yüzden yine saç bakımına ihtiyaç duymaktasınız. Yani bu yapısal farkın pek bir önemi yok diyebiliriz. Saç bakımı yapmanız daima gereklidir. Bu yüzden acaba benim saçım hangi tipte diye düşünmeyi şu noktada bırakabilirsiniz :)

    Saçlarınızı boyarken oksidasyon tipi saç boyası(klasik kalıcı saç boyaları) tercih ettiyseniz boyanızın içeriğinde olan temel bileşenler şunlardır;
  1. Alkali madde ( amonyak ): Saçı şişirir, kutikulayı açar, korteksi gevşetir. Böylece saç renk oluşturucu molekülleri alabilecek duruma gelir.
  2. Yapay Pigment: Kutikulanın içine girer ve korteks ile etkileşir gerçek pigmenti verir.  Açık renk saç boyalarında nüans adı verilen gerçek pigmentler kullanılır.
  3. Yardımcı maddeler: Kimyasal olayları düzenleyen, uygulamayı ve yıkamayı kolaylaştıran, yıpranmayı en aza indirmeye çalışan maddelerdir.

Saçınızı boyarken kutikula resimdeki gibi maksimum biçimde açılır. Bunu sağlayan şey amonyaktır. Ancak amonyaksız saç boyalarında amonyak yerine geçecek başka alkaliler de kullanılabilir. Amonyak başlı başına sağlığınız için de zararlı bir maddedir. Ancak amonyak yerine kullanılacak maddenin de amonyak kadar güçlü bir alkali olması gerekir. Bu yüzden bir boyanın amonyaksız olması onu saf hale getirmez, yerine konulan maddenin incelenmesi gerekir. 
Açılan kutikuladan içeriye renk pigmentleri girer ve saçın boyanmasını sağlar. Kutikula bu işlem esnasında renk almaz. Saçın renginden daima korteks sorumludur.

    Özetle;
  • Saçın boyanan kısmı dış kısmı değildir. iç kısmıdır. 
  • Yıpranmış görünen saçlarda parlaklığın yitirilmesine sebep olan olay kutikulanın açılmasıdır.
  • Boyalar kutikulayı açar, ve yardımcı maddeler yetersiz kalırsa kutikula eski hale dönmediği için parlaklığı azalır.
  • Her parlaklık sağlayan bakım ürünü saçın kutikulasını düzenleyerek etki etmez, kimisi mumsu bir dış koruma oluşturur.
  • Ayrıca saçın nemlendiricilere de ihtiyacı vardır.
    Umarım aklınızdaki sorular cevaplanmıştır. Anlayamadığınız kısımları soru olarak bırakmayı unutmayın :) 
   Saç renklendirmede kullanılan diğer yöntemlerin zarar dereceleri hakkında yazılarım devam edecek takipte kalınız :)

12 Ağustos 2016 Cuma

Çekiliş Var! - Kapandı :)


Çekiliş Var!

Blog kuruluşu sebebiyle bir çekiliş yapmaya karar verdim. 
Hediyeleri en çok sevdiğim ve sizlere de önerdiğim ürünler içersinden seçmeye özen gösterdim.
İçlerinde bir tanesi herkesin merak edeceğini düşündüğüm Japon Kendin Yap şekerlemelerinden!
Önce hediyeleri tanıyalım mı?

Real Tecniques Starter Far Fırça Seti
Max Factor'ün en başarılı Rimeli
False Lash Effect
Kracie markasının DIY Donut yapma seti
Sleek Markasının i-Divine 12'li Far paleti
Loreal Nude Magique Cushion
The Balm'ın en çok sevilen far paleti Nude Dude!

Katılım için zorunlu olan 2 şartım var.

  Google+ profilimi takip etmek:         Blogu izleyeme almak: 

Not: Blogu izlemeye alabilmek için web sürümünü görüntülemeniz veya bilgisayardan giriş yapmanız gerekmektedir.
Not2: izleyici sayısı bana ait değildir efendim.
 Kendiminkini eklemeye utandım da...

Ekstra katılım hakkı için:

Facebook sayfasını beğenirseniz +1 çekiliş hakkı
Twitter hesabını takip ederseniz +1 çekiliş hakkı
Facebook hesabınızda çekilişi duyurursanız +2 çekiliş hakkı
Twitter hesabınızda çekilişi duyurursanız +2 çekiliş hakkı
Blog veya Sitenizde çekilişi duyurursanız +2 çekiliş hakkı

Instagram hesabınızda çekilişi;
görsel ve görseldeki hashtagler ile duyurursanız +2 çekiliş hakkı

Önemli: Katıldığınız mecraları kullanıcı isimlerinizle birlikte eklemeyi unutmayın! Aksi halde katılımınızı teyit edemem ve geçersiz sayılır.

Not: Yurt içi katılımların kargo bedeli tarafımdan karşılanacaktır.
Yurt dışı katılım yapılabilir ancak kargo bedeli size ait olur. Seçtiğiniz herhangi bir kargo ile gönderim yapabilirim

ÇEKİLİŞ SONA ERDİ :) KAZANAN YAKINDA İLAN EDİLECEK