6 Ekim 2016 Perşembe

4N1K - Okuduklarım


    Bana lise yıllarımı anımsatan, kendimi yeniden 16-17 yaşlarında hissettiren bir kitaptı 4N1K. Büşra Yılmaz 21 yaşındayken yazmış bu kitabı. İnsana "ben 21 yaşındayken boş gezenin boş kalfasıydım" diye düşündürten biri. Wattpad'de sanal yazarlık yapmış. Yazı yazmanın onu depresyondan kurtardığını söylüyor. Bu yaşta 100binin üzerinde satışı olan bir kitabın yazarı olmak bence büyük bir başarı.


    Kitap sağlam bir arkadaşlığı anlatıyor. 4 erkek ve onların kardeşten öte sevdiği Yaprak'ın öyküsü, sıra dışı nitelikte. Epeyce küfür geçiyor kitapta, ama öyle klasik küfürler de değil, "Geniş Aile" dizi yazarlarının kullandığı ironide laflar bunlar.

Yaprak; küçükken, markette annesinden sürpriz yumurta istediği için bulgur reyonuna sıkıştırılıp çimdiklenenler, ilkokul önlüğünün altına eşofman giyip okula gidenler, yeşil silgisini diş izi yapanlar ve kırmızı kapaklı tüm dersler kitabının saman sayfalarını silerken yırtanlar kadar sıradan bir kız çocuğuyken; birlikte büyüdüğü dört çılgın erkek arkadaşı yüzünden akranlarından biraz farklı bir kız haline gelmiştir. 
    Yaprak son derece çılgın bir kız. Pembeye savaş açmış, sıkıldıkça halıda yuvarlanan, flört nedir bilmeyen ve hiç de ilgilenmeyen biri. Bu beş arkadaş sınıfın arka sıralarında oturup hayatı tiye alan gençlerden. Okulla ilgili tek hedefleri geçecek kadar not almak. Bu dört erkekten her biri farklı bir renkli karakter.

Dünyası, on iki yıllık dostları, gamzeli kahramanı Ali, tek ideolojisi3P (pizza, pijama, pislik) üzerine kurulu bir çılgın, Oğuz, sevgilisini kendi vesikalık resminden bile kıskanan demirli, Gökhan ve notları toplamda bile 100'e ulaşamayan çorap fetişisti tatlı çapkın Sinan'dan ibarettir. Kalbi dördüyle tıka basa dolu, hayatı onlarla rengârenk olduğu için aşka ne inancı vardır ne de ihtiyacı...
   Yaprak aşk ilişki gibi kavramlardan uzak bir hayat sürmüş. Kimseden hoşlanmamış ve bu tip duyguların neye benzediğinden habersizken bir gizli hayranı çıka geliyor.

Ama bir gün rutin (!) hayatı, doğum gününde gelen bir paket ile tümden değişir. Paketin içinde, gizemli bir âşıktan gelen, kızımızın asla giymeyeceği türden gösterişli bir elbise ve içinde de bir not vardır.
    Tek bir noktada bile Yaprakla özdeşleşemedim. Ama sanırım bu kadar çok sevildiği için çok imrendim kendisine. Bu kitaptaki aşk "çıkma" kelimesiyle azımsadığımız basitlikte değil. Çok yoğun ve çok masum duygulardan bahsediliyor. Duygular diyorum çünkü bizim kızı seven sadece tek bir kişi yok(!). Gel de imrenme işte...
    Ziyadesiyle sürükleyici bir kitap. Ama tabi bu tarz romanlar size çok şey katmaz. O yüzden eğlence bakımından yorumlayacağım. Keyifli vakit geçirmek için bire bir. Bazı noktalarda bana bu gençlik nereye gidiyor dedirtti açıkçası. Kitaptaki ebeveynleri ayrı ayrı yargıladım zihnimde. Yine de ana karakterlerimizin hepsini de sevdim sanırım.
    Bir de her an yeni yeni karakterler fırlıyor kitaptan. Tam herkesi tanıdım derken Emre çıkıyor, sonra birden Tuna ve derken Ece. Kore dizisi izler gibi birbirine karıştırdım herkesi. Bir kağıda not mu alsam acaba diye bile düşündüm! :)
    Pek çok da klişe vardı. Ama bence yakışmışlar kitaba. Sona dair pek çok şeyi daha kitabın başından anlıyor insan. Ki bu hikaye sonunu bile bile merak ettiriyor kendini. Ayrıca son 10 sayfa kala "ee bütün sorunlar çözülmedi yoksa?!" diye heyecan yaptım ve sonunda bombayı gördüm...


Bir sürprizi daha var yazarın. Kitabın film çekimi için anlaşma imzalamış!
Sabırsızlıkla bekliyoruz efendim...


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder