16 Aralık 2016 Cuma

Toni & Guy Damage Repair Maske | İnceleme

    Bir aya yakın süredir kullanıyorum Toni and Guy Damage Repair maskesini. "Şuradaki saç bakım rutinim" yazısında kısa bir bilgilendirme yazısı yazmıştm göz atmak isterseniz.

    Kutunun üzerinde çok detaylı bir kullanım önerisi yoktu. Ben haftada 2-3 gün temiz saçlarıma saç uçlarından başlayarak ve masaj yaparak uyguladım. 5 dakika bekledikten sonra duruladım. Saç kremlerinde olduğu gibi bu maskeyi de saç diplerime kullanmadım.
     İlginç bir şey oldu. Saç köklerime uygulama yapmamama rağmen saçlarımın daha hızlı uzadığını farkettim. Ürünün hasar onarıcı oluşu dışında bir tanıtımını görmediğim için böyle bir etki olacağını beklemiyordum. Doğrusu pek işime gelmedi çünkü saçlarım boyalı ve sürekli dip boyayla uğraşmak istemiyorum. Ayrıca saçlarım doğal olarak da yeterince hızlı uzadığı için daha da hızlı uzaması beni mutlu etmedi. Ama sizin üründen böyle bir beklentiniz varsa sanırım bu müjdeli haber :)
    Kükürtün de saç için onarıcı ve saç derisi için yenileyici olduğunu duymuştum. Birkaç yıl önce kullandığımda saçlarımı kazık gibi yaptığı için bir daha asla saçıma kükürt sürmedim. Bu olaydan aldığım tek ders onaran ürünlerin saçları yumuşak ve parlak yapmak gibi bir derdi yok :)
    Bu yüzden olsa gerek bu maske de saçlarımı yumuşatmadı. Tabi kükürt gibi sertleştirmedi ama "John Friedanın onarıcı saç kremi" gibi yumuşatmasını kolay taranmasını falan bekliyordum. Öyle de olmadı, şampuandan bir tık daha fazla yumuşattı ve nemlendirdi.

    Asıl beni cezbeden etkisi ise şu oldu; "Boyanın saça etkisi" yazısında bahsettiğim üzere saçın en dışndaki kutikula isimli koruyucu dış tabakanın boya tarafından açıldığını ve hasar gördüğünü biliyoruz. Boyadan sonra saç telimin üzerinde parmağımı aşağı yukarı oynatarak kutikulamın nasıl da palmiye ağacı yaprakları gibi açıldığını hissediyordum. Maskeyi kullandıkça bu his saçlarımın boyasız olduğu günlerdeki gibi daha pürüzsüz olmaya başladı. Mikroskopta inceleme fırsatım da olamayacağı için bununla yetinelim :)

    İçerik İncelemesi

   Bu hususta benim gözümde sınıfta kaldı. İçerisinde kanserojen sülfat, petrol türevleri, silikon gibi zararlı maddeler ne yazık ki var. Ben bu sebeple tekrar almamaya karar verdim.

Fiyatı yaklaşık 50 TL idi. Daha uygun fiyatlı ürünlerin daha etkili ve daha temiz içerikli olabileceğini düşünüyorum...



15 Aralık 2016 Perşembe

Bir Artı Bir | Okuduğum Kitaplar

     Bu kitaba başlayalı sanırım bir iki ay kadar oldu. Bir türlü vakit ayırıp okuyamadım. Geceleri uyumadan önce birkaç sayfa okuma şansım oluyordu yalnızca. Dün nihayet bitirdim.
     Bu kitaba vakit ayıramamamın asıl sebebi sanırım sürükleyicilik sorunu oldu. Jojo Moyes'in "Senden Önce Ben" ve "Senden Sonra Ben" isimli kitaplarını okuduktan sonra yazarı başarılı bularak bu kitabın e-kitabını satın almıştım. Ancak beklentimin altında olduğunu ne yazık ki belirtmeliyim.


     Senden Önce Ben serisi iki kitap da çok başarılı ve sürükleyici oldukları için belki de çıtayı çok yükseğe koymuştum. Yani sorun biraz da benim beklentilerimde sanıyorum.
     Bu roman hakim bakış açısıyla yazılmış olsa da her bir bölümde karakterlerden birine odaklanarak anlatım yapıyor. Jess ismindeki genç yaşta anne olmuş zorluklarla mücadele eden ve talihsizliklerden bir türlü kurtulamayan son derece iyi kalpli bir kadının, Tanzie isimli matematik dahisi kızı ve "Gotik Oğlan" lakaplı Nicky adındaki sıradanlıktan çok uzak olan üvey oğlu ile olan yaşam mücadelesinden bahsediyor. Ve bir de Ed var. Ed bir yazılım şirketi sahibi lüks içinde yaşayan uzaktan bakılınca sorunsuz görülen ancak kendi içinde çok büyük dertlerle başa çıkan bir iş adamı.
Sen ve beni toplasak sonuç ne olur?

Tatlı bela bir kadın…
İki çocuğuna bakmak için deliler gibi çalışan ve baharın gelmesini dört gözle bekleyen Jess Thomas bugüne kadar hayatındaki tüm zorlukların üstesinden tek başına gelmiş. Ama artık birinin ona yardım istemenin kötü bir şey olmadığını anlatması gerekiyor…

Ve hayatı alt üst olmuş bir yabancı…
Yıllar boyunca çalışıp kazandığı her şeyi kaybetmesine neden olabilecek inanılmaz bir hata yapan Ed Nicholls bir uçurumun eşiğinde. Hatasını telafi edebilmesi için tek bir kurtuluş yolu var ve o yol da büyük bir maceranın içinden geçiyor…

Sonuç…
Jess birine borçlu kalmak istemeyecek kadar gururlu, Ed ise kendi sorunlarından başka hiçbir şeyi görmüyor… Peki, apayrı dünyalara ait bir kadın ve bir adam yan yana geldiğinde beklenmedik bir sürpriz gerçekleşebilir mi?
    Bu dört karakterin yolları son derece tuhaf bir şekilde kesişiyor. Yol dediğim gerçekten yol. Birlikte çıkacakları anormal bir yolculukta bildikleri dünya artık değişiyor ve eve döndüklerinde her şey eskisinden daha karmaşık hale geliyor.
    Bir artı bir ismi bu kitaba çok yakışmış. İki zıt kutbun bir araya geldiği bir öykü...
    Bana sinir krizleri yaşatan aşırı bahtsız bir hayat süren Jess'in burnu gerçekten de beladan kurtulmuyor. Tam iyi bir şey oldu derken kadının başı yine bir başka sıkıntının içine giriyor. Çok ciddi maddi sıkıntılar yaşıyor ve sürekli kendimi aynı sıkıntıyı hissederken buluyorum. Belki de kitabın sürükleyiciliğiyle ilgili yaptığım eleştirinin kaynağı buradan geliyor.
     Bu kitap bol baharatlı bir hint yemeği gibiydi. Yerken boğazımın yandığını hissettiğim fakat sonra ardında bıraktığı lezzete bayıldığım türden. Kitap bitince hissettiğim tek şey bir başka Jojo Moyes kitabı daha okumam gerektiğiydi. Vakit ayırmaya okumaya sonuna kadar değecek bir öykü. Tavsiye ediyorum :)


14 Aralık 2016 Çarşamba

Biraz Şımaralım Mı? | Evde Spa

    Kışın soğuk ve kasvetli havasının daha da ağır hissedilmeye başlandığı şu günlerde kendimize ayıracağımız bir saat ile canlanıp rahatlamak için Spa çok güzel bir seçenek.
     Evde spa deneyimi yaşamanız için güzel ve kolay bir yol paylaşmak istiyorum. Malzemelerimiz;
  • Ayak banyosu hazırlamak için kap ( Watsonstaki şişme pedikür tankları ideal :))
  • Bir-iki damla aromaterapötik Lavanta Yağı (Rahatlatıcı etkili hoş kokulu bir yağ)
  • Bir fincan kahve (Biraz tarçın, çok az zencefil ve çok az da karanfil tozuyla kış kahveniz hazır!)
  • Sevdiğiniz bir kitap
  • Kokulu mumlar (ambiyans önemli :) )
  • Ve hoş müzikler...
   Şöyle bir saat arkanıza yaslanın. Ayaklarınızı hazırladığınız hoş kokulu aromatik suyun içine bırakın. Elinize sevdiğiniz kitabınızı ve bir fincan kahvenizi alın. Aşağıda önerdiğim müziği de açmayı unutmayın. Bir kaç da kokulu mum işte tamamdır!


    Sizin hayatınızda sizden önemli hiç bir şey yoktur bunu unutmayın. Sınavlar sizin sınavınız olduğu için önemli, aileniz sizin aileniz olduğu için kıymetli, işinizin siz olmasaydınız bir anlamı olmazdı. Çağın en önemli hastalık sebepleri arasına giren stresle baş etmenin en iyi yolu yine kendinize yönelmenizdir. Yüklenmeyin kendinize bu kadar. Şu ana kadar geçirdiğiniz ömrünüzü düşünün, ne kadar da çabuk geçmiş öyle değil mi? Öyleyse şu ana da biraz odaklanın. Hayatın tadını çıkarın. Sorumluluklarınızı yerine getirecek enerjiyi bulamıyorsanız kendinize yüklenmek yerine rahatlayın. Sakinleşin, mutlu olun. Küçük küçük şeylerin tadını çıkarın. Böylece kendinizi daha iyi hisseder ve işlerinizi daha kolay yoluna koyarsınız.
    Elinizde ki imkanların bir önemi yok. Biraz kendinizi şımartın. Mutlu olun sevgili okurlar, Mutlu Olun...


12 Aralık 2016 Pazartesi

Bir Yudum Kitap

    Birkaç ay önceydi sanıyorum, Sevgili Nabrutun yazısında görüp fikre bayılarak abone oldum bu sisteme. O gün bu gündür her sabah okula veya işe giderken açar okurum günlük pasajımı. Kitap okuyamadığım, yoğun olduğum dönemlerde su gibi serpiliyor bu satırlar yüreğime

   Öncelikle kuruculara kocaman teşekkürler sunarak tanıtımıma başlıyorum :)


      www.biryudumkitap.com adresine girip isim ve e-posta bilgilerinizi girerek kolayca üye oluyorsunuz. Daha sonra size her sabah günaydın dilekleri eşliğinde seçme kitaplardan pasajlar veya şiirler gönderiyorlar. Öyle güzel seçiyorlar ki bu kısımları; kitap hakkında kolayca fikir sahibi olabiliyor ve bahsedilen konuyu ötesi-berisiyle anlayabiliyorsunuz.



    Bu bana geçen sabah gelen mail. Her sabah ilgiyle okuyorum bu mailleri. Bazı günler kahvemin çayımın yanında,bazı tembel günlerimde yatağımın sıcaklığında, bazı günler de yolda. Kitap okumaya vakit ayıramadığım dönemlerde avuntum, kitap arandığım dönemlerdeyse yardımcım oluyorlar. Hiçbir kitap kötü sayılmamalı ama bu sistemin editörleri özenle en güzel kitaplarla hazırlıyor mailleri.
     Böyle güzel işleri övmek ve paylaşmak bizim boynumuzun borcudur diye görüyorum. Umarım birilerinin bu güzel işten haberleri olur ve yeni okurlar kazanırlar. Unutmadan belirteyim sistem tamamen ücretsiz.








Isıtıcı Bantlar - Sıcak ve Soğuk Kompress

    Yine yanlış değerlendirilen bir uygulamaya savaş açmış durumdayım!
    Regl günlerinizde siz de battaniyelerin altına saklanan, sıcak su torbaları veya ısıtıcı bantlardan medet umanlardansanız ne yazık ki siz de yanlış yoldasınız.

   Adet sancısı için sıcak uygulamayı öneren ve önermeyen iki farklı kesim söz konusu. Bunun sebeplerine detaylı olarak bakalım...

PMS - Pre Menstrüel Sendrom



    Regl gününüzden önceki son bir haftayı kapsayan zamandır. Bu süreç içinde hiçbir sıkıntı çekmiyorsanız çok şanslısınız, PMS yaşamıyorsunuz demektir. Eğer bu süreç içerisinde meme dokusunda hassasiyet, sebepsiz sancılar, genel yorgunluk, ruh hali değişimleri, baş ağrısı ödem ve kas ağrıları gibi sorunlar yaşıyorsanız PMS yaşayan birisiniz demektir. Bu konuda kesin bir çözüm ne yazik ki mevcut değil. PMS bir hastalık da değildir. Kadınların 3'te 1inde görünen son derece yaygın bir sendromdur. Hatta kadınların %85i ömrünün bir döneminde PMS sorunu yaşar. PMS tedavisi semptomatik yani belirtilere yöneliktir. En belirgin ve en çok şikayet edilen 4 durum sancı, duygu durum bozukluğu, sivilce ve iştah. İştah konusunda tavsiyem tarçın tüketmeniz yönünde. Duygu durum bozukluğu için günde bir parça bitter çikolata :) sivilce için bir SOS önlem olarak buz ve düzenli kullanım için cilt temizleyiciler. 
    Gelelim sancı sorununa. Sıcak kompres yani yukarıda da bahsettiğimiz üzere sıcak su torbası veya ısıtıcı bantlar gibi çözümler sancı için iyileştiricidir. Ancak bunu yalnızca Regl olmadan önceki günlerdeki sıkıntılarınız için kullanmalısınız. Regl günlerinde sıcak uygulama kanamayı arttıracağı için şikayetlerinizi de arttırır. Yani kaş yaparken göz çıkarırsınız. 
    Kanamalı günlerde yaşanan sancı içinse en efektif çözüm ağrı kesiciler. Bu konuda ağrı kesici tercihi çok önemli. Non Steroidal Anti İnflamatuarlar olarak adlandırılar (Maalesef örnek isim veremiyorum) kanamanın kesilmesine ve adet döngüsünün sabote edilmesine neden olduğu için tavsiye etmiyorum. Analjezik ürünler ise etkinlik konusunda yetersiz kalıyorlar. En doğru seçim Anti spazmodik analjeziklerdir. "Ben nerden bilicem hangi ilaç antspmdkanjlkjk? " diyor gibisiniz :) Eczacınızdan rica ediniz kesinlikle yardımcı olacaktır :)

    Sıcak Kompresin Diğer Kullanım Alanları

    İncinme, burkulma, zedelenme gibi sebepler haricinde gerçekleşen, romatizmaya veya yorgunluğa  bağlı gözlenen kas ve eklem ağrılarında sıcak kompres son derece etkilidir. Dışardan gözlenen kızarma, şişme, ısınma ile seyreden ağrılar enflamasyon ağrıları olduğu için sıcak kompres durumu kötüleştirecektir. İnflamasyon tanısını kendi kendinize asla koymayınız. Yalnızca şüphelenmeniz durumunda sıcak kompresten kaçınmanız için verdiğim bir bilgidir.  Lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
    Sebebi bilinmeyenler dışında sancı şeklinde gözlenen karın ağrıları için de sıcak kompres faydalıdır. Soğuk algınlığı, nezle, grip gibi durumlarda el ve ayak tabaklarına uygulanacak sıcak kompres kişinin vücut ısısını dengelemeye yardımcıdır.

    Soğuk Kompresin Kullanımı

     Soğuk kompresin en bilinen örneği ateşli hastaların alnına koyulan ıslak bezlerdir. Vücut ısısını dengelemek amacıyla ateşli hastalık geçiren kişilerde tercih edilebilir. Ama tabii ki asıl yapılması gereken ateşi değil öncelikle hastalığı tedavi etmektir. PMS döneminde çıkan sivilceler genel olarak enflamasyonlu sivilceler olduğu için soğuk kompres sivilcenin ilerlemesini engeller.
     Bunun haricinde incinme, burkulma, zedelenme gibi durumlarda soğuk kompres faydalıdır. Ama yine de siz doktora gidin :)


11 Aralık 2016 Pazar

En İyi Siyah Nokta Temizleyici Bant

    Pek siyah nokta problemim olmasa da bu ürünler piyasaya ilk düştüğünden beridir kullanıyorum. Cildimi temizlemek ve siyah noktalardan arındırmak için genellikle peeling öncesi kullanmayı tercih ediyorum. Böylece açılıp siyah noktalardan arınan gözeneklerimi peeling ile tamamen temizleyip ardından da gözenek küçültücü tonik ve daha sonra da krem uygulayarak bakımımı tamamlıyorum.
    Siyah nokta bantlar size kalıcı veya uzun etkili sonuçlar vermez. Bu sebeple bant kullanımızın ardından yüzünüzün temizlik ve bakımına önem vermelisiniz. Ciddi siyah nokta problemleriniz varsa bant uygulamasından sonra siyah nokta giderici temizleyiciler veya kalıplar kullanabilirsiniz.
    Bugün 6 farklı markanın ürününü kıyaslayacağım. Daha net olabilmesi için kendi beğenilerim yönünde geriye doğru sıralıyorum.

    6. BİOFLEX






   Ürün gamı acilen değiştirilmeli. Bu bir siyah nokta temizleme ürünü değil. Bant bile değil. Kullanım talimatı diğer bantlarla aynı olsa da asla tam yapışmıyor. Bu güne kadar kullandığım tüm markalardan daha sert. Ve siyah noktaları temizlediği falan da yok. İçerisinde 6 adet var. Yanlış hatırlamıyorsam Gratisten 8,75TL ye almıştım. Ben yaptım siz yapmayın...








    5. WATSONS NOSE PORE STRİPS KLASİK







    Başarılı bir ürün. Doğru kullanımda siyah noktaları yüksek oranda temizliyor. Aslında bu listenin sonlarında yer almayı haketmiyor. Ancak bundan sonraki 2 ürün çok az bir farkla daha başarılı olduğu için 5.sıraya yerleştirdim. Son zamanlarda bu ürünün klasik olanı dışında yeni çeşitler gelmiş. Ayrıca ambalajı da değişmiş. İçerisinde 10 adet var. Fiyatı 7 TL civarındaydı.







    4. NIVEA T BÖLGESİ BANTLARI





    Siyah nokta bantlarının ülkemizde kullanılmaya ilk başladığı sıralar yalnızca Nivea ve Diadermine markalarının vardı. O zamanlar sıklıkla kullanmıştım Niveayı. Daha sonra Diadermine i daha başarılı bulup Niveadan vazgeçtim. Fikrim hala aynı. Ayrıca her iki marka da ürünlerini hiç geliştirmediler. Niveanın tek farkı tüm T bölgesi için ayrı ayrı stripler üretmiş. Paket içerisinden 4 adet bildiğimiz boyutta burun bandı, 2 adet alın ve 2 adet de çene bandı çıkıyor. Ben çeneme uygulama yapacağım zaman da normal burun bandını tercih ediyorum. Fiyatına kıyasladığım zaman gereksiz bir ürün. Siz bunu da almayınız 1.numaralı bandı alınız efendim :) Fiyat: 19TL





    3. DIADERMINE ARINDIRICI T BÖLGESİ BANTLARI







    Nivea ile neredeyse hiçbir farkı olmayan bir ürün. Yalnızca siyah noktaları temizlemede biraz daha başarılı olduğunu hissettiğim için 3.sıraya yerleştiriyorum. Diadermine de ürününü komple T bölgesi için öneriyor olsa da tek tip bant var kutusunda. İçerisinde 6 adet ürün var ve Fiyatı Nivea ile aynı seyrediyor.







     2. RITUEL DE BEAUTE BURUN BANDI







    Bimin kozmetik sektörüne hunharca daldığını bu üründen anlayabilirsiniz. Kore menşeili bir marka olan Rituel de Beaute Türkiyede bildiğim kadarıyla yalnızca Bimlerde satılıyor. Yumuşak yapılı. Kolay yapışıyor. Uygulama esnasında hızla sertleşiyor ve siyah noktaları ciddi olanda temizliyor. Son derece başarılı bir ürün. Paket içerisinde 6 adet var. Fiyatı 4.75 TL.
Bu ürünü bana tavsiye eden arkadaşım Korekolik'e çok teşekkürler :)







1. WATSONS NOSE PORE STRİP CHARCOAL


 
    Geldik listemizin bir numarasına. 5.sırada bahsettiğim ürünün yeni ambalajlı ve kömür içeriklisi. Ayrıca içerisinde Hammamelis(cadı fındığı) ekstresi de içeriyor. Etkisi kesinlikle klasik olandan daha fazla. Ancak kuru ciltliler için bunun yerine klasik olanı tavsiye ediyorum. Rengi görseldeki gibi siyah. Doğru kullanımda %90a yakın bir sonuç veriyor. Ben çok memnunum. Bundan sonra bu ürünle devam edeceğim. Tabi daha iyisi gelmezse :)
    Pakette 10 adet ürün var. Fiyatı 7TL civarı. Yani en uygun fiyatlı ürün de bu sayılır. Eğer yeni bir bant arayışındaysanız kesinlikle tavsiye ediyorum.


Siyah nokta bantlarından en yüksek verimi almanız için; her güzel şey gibi acı çekmeniz gerekiyor desem? :) Islak cildinize ürünü yerleştirip 10 saniye bastırın. Çene alın gibi bölgelere uyguluyorsanız hareket etmemeye özen gösterin. Tamamen sertleşip kurumasını bekledikten sonra olabildiğince yavaş bir şekilde ürünü kaldırın. Bu biraz canınızı yakacaktır ancak yüz tüylerinizi yolmadan en fazla siyah noktayı temizlemenin yolu maalesef bu :)



10 Aralık 2016 Cumartesi

Pastel Day Long Likit Mat Ruj - İnceleme

   Aradığım rengi buldum. Çok mutluyum :)
   Antalyadaki Rossmanda denediğim Pastel Day Long 15 numaralı ruju almak için Antalyaya dönmeyi bekliyordum. Mersin Forum Watsonstaki Pastel standından haberim yoktu :)
    Geçen gece bir etkinlikte tanıştığım dünya tatlısı bir kızın rujunun rengine bayılınca dayanamadım sordum. Her güzel mat ruj gibi "Pastel" dedi. Biliyorum, benim bunca zamandır bu ruju denememiş olmam hata...
    Dün Mersinde en sık yaptığım etkinlik olan "Forumda Alışverişte" etkinliğim esnasında Watsonsa girdim. Pastel standını aradım aradım bulamadım. Görevli orta standların kıyısında köşesinde kalmış olan Pastel standını gösterdi. Watsonsı buradan tekrar tebrik ediyorum, mağazalarında elinden geldiğince çok markayı bir arada bulundurduğu için.

   

    Süper nude bir kızıl kahve renk. Uğruna şarkılar bestelenebilir. Hakediyor zira....
    2 gündür kullanıyorum ve çok memnun kaldım. Sleek rujundan kalıcılık olarak bir tık geride ne yazık ki. Ancak kayda değer bir eksiklik olarak görmüyorum. Zaten öyle güzel renkleri var ki herkesin dilinde bir Pastel likit mat ruj numarası dolanıyor. En çok beğenilen ve sürekli stokları tükenen 9 ve 15 numaralarmış. Benim gönlümün beyaz atlı prensi 15 numara oldu :)

    

    Alttaki kızıl kahve renk Pastel, üstteki pembe ise Sleek. Sleek daha yoğun bir pigmentasyona sahip. Pastelin pigmentasyonu ise yeterli seviyede. Yine söylüyorum kayda değer hiç bir fark yok kalite açısından. Renk çeşitliliği bakımından ise Pastel açık ara önden gidiyor. Fiyatları hemen hemen aynı. Pastel 21 TL
    Pütür pütür görüntüsü sebebiyle Maybelline Vivid rujunu yerden yere vurduğumu hatırlıyor musunuz? Pastel de kesinlikle öyle bir sorun yok. Çok kuru havalarda alttan nemlendirici kullanmanız daha iyi olabilir ancak genel olarak ihtiyacı yok.
    Önümüzdeki 30-40 yıl bu ruju kullanmak niyetindeyim. Bir ruju sevdim mi tam severim :) Ancak zor severim. Ve evet, artık yeni aşkım Pastel Day Long Lipcolor oldu :)


9 Aralık 2016 Cuma

Sleek Matte Me Likit Mat Ruj - İnceleme

   Ben bu rujun incelemesini yapmayı nasıl unuturum?

   Kurban bayramındaki indirimde aldığım Sleek Matte Me ruju uzun süredir elimin altında. Seçtiğim tonu pek fazla kendime yakıştıramadığım için çok sık kullanmıyorum. Bu seçim maalesef benim hatam da sayılmazdı zira Sleek gerçekten harika bir likit mat ruj üretmiş olmasına rağmen yetersiz renk çeşitliliğinden ötürü kaybediyor.

 
    Renklerine kötü demiyorum, yanlış anlaşılmasın. Her biri birbirinden iddialı renkler. Ama ben iddialı rujları kendime yakıştıramıyorum. En özel günlerde, düğünlerde, kokteyllerde bile göz makyajıma yoğunlaşıp dudaklarımı yine nude tercih ediyorum. Bu sebeple Sleek'in renk skalası bana uygun değil. Eğer sizin beğendiğiniz bir renk varsa kesinlikle kaçırmayın, alın. Bendeki Bitter Sweet rengi...

    

    Üstteki pembe renk Sleek, alttaki kızıl kahve de Pastel. Bu iki rujun kıyaslamaları için yarın gelecek olan Pastel incelememe göz atmayı unutmayın.
    Bu üründe bütün övgüler kalıcılığı için olacak. Zira sabahtan akşama hiçbir rötuş gerekmeksizin dayanıyor. Zaten likit mat rujların en sevdiğim yanı da bu kalıcılıkları. Yemek yediğim zaman dudaklarımın içine çok çok hafif bir silinme oluyor elbette ama olsun o kadar!

    Bu yazı biraz kısa olacak. Dediğim gibi rengi sevemediğim için çok kullanmadım. Ama dudaktaki dokusu mükemmel. Tavsiye ettiğim ürünlere ekleyiniz efendim :)


6 Aralık 2016 Salı

The Balm Nude Tude Far Paleti - İnceleme

    Bilmiyorum kaç kez bahsettim ama bu paleti herkesin elinde görür olduğum için ben de gidip almayı çok istiyordum. Her gidişimde fazla ışıltılı bulup vazgeçiyordum. Ben mat makyajı yaz-kış seven biriyim. Işıltıyı ancak gece makyajı veya özel gün makyajında tercih ediyorum. Az kullanacak olsam bile artık almalıyım dedim ve aldım.

The Balm yurtdışında drugstore diye anılan Watsons, Rossman ve Gratis gibi mağazalarda ve The Balmın kendi mağaza ve sanal mağazasında satılıyor. Ülkemizde ise satış hakkını Gratis tekelinde tutuyor.
    Kafa karışıklığını gidermek adına The Balmın bir de Nude Dude isimli far paleti olduğunu da hatırlatmak isterim. Renk seçenekleri kısmen değişiyor ancak temelde aynı kullanışa sahip renkler içeriyor. Hangisini tercih edeceğiniz tamamen sizin zevkinize kalmış durumda. Dikkatimi çeken tek durum Nude Dude paletindeki renklerin daha sıcak temalı oluşu.



    Farlı makyajlara yeni başlayan arkadaşlarıma tavsiyem kesinlikle bu paletler olacaktır. Birçok ve uyumlu renklerin bir arada oluşu sayesinde başka herhangi bir fara ihtiyaç duymaksızın gayet profesyonel makyajlar yapabilirsiniz. Paletin bir uzun aynası ve çift taraflı fırçası da var. Aynayı çok ince; fırçayı da çok sert bulup pek kullanmıyorum.
    Renklerin çoğu epey kullanışlı. Sobby ile göz pınarlarınızı ve kaş altınızı aydınlatabilirsiniz. Seductive tek başına da kullanılabilecek güzel bir renk. Serious çok yoğun bir siyah. Sexy ve Silly birlikte güzel bir sonuç veriyor. Aynı şekilde Snobby (çok güzel bir altın) ve Sophisticated de...
    The balm her paletini olduğu gibi bu paletini de karton ve çok şekilli* bir ambalajla sunuyor. 

    Gündüz çekimlerimde renkler maalesef olduklarından daha soğuk çıkmış. Gün ışığını yakalamam zaten bu günlerde çok zor olduğu için idare etmeye karar verdim :)
    Renkler hakkında söyleyeceğim her bir söz övgü niteliğinde. Bu kadar çok övgü sponsorlu yazı görüntüsü oluşturmasın diyerek daha fazla yorum yapmayacağım. Ancak benim en sevdiğim renkler Sexy ve Snobby oldu.
     The Balm paletlerinin pigmentasyonu-renk verişleri epey başarılı. Ancak daha önceki The Balm far incelemelerinde belirttiğim gibi çok tozutuyorlar. Makyaj yaparken göz altlarıma dökülmeler olduğu için göz altı kapatıcısını far uygulamasından sonra sildiğiniz göz altlarınıza uygulamanızı öneriyorum. 
    Çok tozutmalarının bir diğer dezavantajı uygulama esnasında uygun miktarda ürünü almak mümkün olmuyor. Fırçanızda fazla olan farı paletin veya masanızın kenarına vurarak dökmelisiniz. Fırçanıza üflemeniz durumunda mikroorganizmaların üremesi için gerekli nemli ortamı sağladığınız için asla tavsiye etmiyorum.

    Bu paletle birlikte far bazı benim için daha hayati bir önem taşır oldu. Çok kolay bir şekilde çizgilere doluyor ve aynı hızla silinebiliyor. Makyajınızın kalıcılığını arttırmak için hem far hem de fondöten altına baz uygulaması yapmanızı öneriyorum. Far bazı üzerine far uygulaması yapmakta zorlanırsanız; bazın üzerine göz kapağı renginizde bir far ile ince bir uygulama yapabilirsiniz. Far bazınız yoksa ince bir tabaka fondöteni ve üzerine pudrayı göz kapağınıza uygulayabilirsiniz.


   İçerik İncelemesi

Mica: Cildinizde iritasyon yapabilir. Silika: Solunum iritanı ve uzun vadede kanserojen. Silikon: olmasa iyiydi :) 

Talk ve paraben yok.
Renkli ve organik olmayan bir makyaj malzemesi için pek de fena olmayan sonuç.

    Sonuç olarak çok severek kullanıyorum. Urban Decay'in Naked paletlerine çoğu yerde muadil gösteriliyor. Bende Nake2 var ve bu paleti Naked2den çok daha fazla kullanıyorum ve seviyorum. 


4 Aralık 2016 Pazar

Saç Bakım Rutinim | Kısa İncelemeler İle

   Farklı farklı yazılarımda kısmen neleri kullandığımdan bahsetmiştim ancak derli toplu bir yazıyla saç bakımımı nasıl yaptığımı şimdi sizlere anlatmak niyetindeyim.
   Şuradaki yazımda bahsettiğim üzere ben önce kına sonra da kızıl boya deneyimledim. Halen kızıl boya kullanmaya farklı bir tonda da olsa devam ediyorum. Anlayacağınız işlem görmüş saçlara sahibim. Saç yapım doğal kurumayla kıvırcığa yakın dalgalı, saç kurutma makinesiyle düze yakın dalgalı bir hal alıyor. Yani saçlarımı makineyle kuruttuğum zaman düzleştiriciyle biraz rötüşlemeye ihtiyaç oluyor. Ben bununla da kalmayıp dalgalarım daha üzgün olsun diye aralara maşa da yapıyorum. Sonuç: yıpranmaya meyilli saçlar..
    Eğer siz de saçlarınıza ısıl işlemler uyguluyorsanız veya boyalı saçlarınız varsa onarıcı-yenilendirici ürünlere yönelmenizi tavsiye ediyorum. Bunun haricinde saç maşanızı veya düzleştiricinizi 180 derece ve altında kullanmaya özen göstermelisiniz.

     Önceliği şampuana veriyorum;


Seyahat sebebiyle ambalajını değiştirdiğimden ötürü kendi ürünümün resmini ekleyemiyorum.
John Frieda'dan Frizz Ease Dream Curls Sprey ve bu şampuanın serisinden Full Repair Saç Kreminin incelemelerini daha önceden paylaşmıştım. Özellikle Full Repair kremden memnun  kalınca şampuanını aldım. Şuan 2.kutum bitmek üzere.
    Herhangi bir bakım onarım şampuanından çok daha yumuşak bir sonuç veriyor saçlarımda. Memnunum ve yenisini almak niyetindeyim.


    Saç Kremim:


    Alışveriş ve inceleme yazılarımda da belirttiğim üzere bu kremle mutlu bir birlikteliğimiz var. Şuan 2.tüpü kullanıyorum yani aylardır bu kremden vazgeçmiyorum. Her gün duşta şampuanlayıp duruladığım nemli saçlarıma kremi uyguluyorum ve 1 dakika boyunca saçlarıma masaj yapıyorum. Saç kremlerini kullanırken dikkat etmeniz gereken kısım saç diplerine uygulama yapmamak. Saçın yapısı itibariyle saç dipleri nem bakımından en zengin kısımlardır. Ve fazladan bir krem uygulaması saçlarınızın çabuk yağlanmasına sebep olur.


    Saç Maskem:




    Toni&Guy'ı çoğunuz deniz tuzlu spreyi ile tanıyor olabilirsiniz. Özellikle şekillendirici saç ürünlerine çok başarılı bulduğum bir marka. Bakım ürünü olarak da bu maskesini denemek istedim. Henüz 3 haftadır kullanıyorum ve beklentimi karşılıyor. Haftada 2-3 kez duştan çıkmadan önce nemli saçlarıma uyguluyorum. 5 dakika boyunca bekleyip duruluyorum.

   Yoğun krem yapısında. Yine saç dipleriniz hariç tüm saçınıza uygulayarak kullanmanız gereken bir ürün. Bu ürünü tercih sebebim adından anlaşılacağı üzere hasar onarıcı olması. Saç maskelerinin uygulama süresindeki uzunluk sebebiyle saç kremlerinden aha etkili olabileceğine inanıyorum. Ama tabi genellememek lazım





    Saç Bakım Yağım:


    Çılgınlar gibi seviyorum ben bu ürünü. Daha önceden bahsettiğim üzere kuru yağ kavramını dünyaya kazandıran bir marka Nuxe. Doğalcı bir zihniyetleri var ancak organik ürünler üretmiyorlar malesef.
    Ürünün adı Nuxe Huile Prodigieuse Çok Amaçlı Kuru Yağ. Saçlarınıza, yüzünüze, ve vücudunuza uygulayabiliyorsunuz. Kokusu çok güzel, dokusu çok güzel, ciltte bıraktığı his çok güzel... Bayıla bayıla  kullanıyorum desem yeridir. Ben saçlarım haricinde manikür-pedikür sonrası da kullanıyorum. İddia edilene göre manikürün kalıcılık süresini uzatıyormuş. Ben böyle bir etki görmedim ama tırnaklarımın daha canlı ve parlak görünmesini sağladığı için tercih ediyorum.
   Saçlarımı duş sonrası hafifçe tarayarak kurutuyorum. Kurutma işleminin arasında sprey uçlu şişesinden 2 fıs kadar ellerime alıp saçlarıma dağıtarak uyguluyorum. Yine bu ürünü de saç diplerimi es geçerek kullanıyorum. Saçlarımın daha kolay elektriklenen, üstte kalan saç tellerime yoğun uygulamaya özen gösteriyorum. Saç şeklimin kalıcılığını arttırıyor ve elektriklenmeyi ciddi oranda azaltıyor.
    Bir diğer kullanım şeklim olarak duştan sonra nemli saçlarıma yine 1-2 fıs uyguluyorum. Doğal kuruma sonrası saçlarıma son dokunuş olarak bir miktar daha uygulama yapıyorum. Böylece doğal ve hafif ıslak görünümlü bir sonuç elde edebiliyorum.

    Bu ürünler haricinde ayda 1-2 kez zeytinyağı bakımı da uyguluyorum. Saçları besleyip güçlendirdiği söyleniyor. Ayrıca saçlarımı kıvırcık kullanmak istediğimde Elidor veya Pantene markalarının kıvırcık saçlar için olan krem 7/24lerini de kullanıyorum. Ve bazı günler daha dayanıklı bukleler elde etmek istediğimde yukarıda bahsettiğim John Frieda Frizz Ease Dream Curls Sprey i kullanıyorum.

    Bu kadar uzun uzun anlatınca sabahtan akşama kadar tek derdim saçlarıma bakmak gibi görünüyor olabilir :) Ancak her gün kullandığım üç asıl ürün; şampuanım kremim ve yağım. Ve uyguladığm bakıma sonuna kadar değdiğini söylemeliyim... (: